Hastalıklar için ilaç, uzun ömrün sembolü, cennet meyvesi. Bereket, akıl, olgunluk ve barışla özdeşleşen sıvı altın. Dünyamızın kadim ve bilge canlısı. Güzellik getiren, ‘’Zeytin’’...  

Nuh efsanesi ilk kez anlatıldığında, kutsal kitaplar ortaya çıktığında, zeytin ağaçları buradaydı. 
Hititler ilk ritüellerini yaptığında, zeytin ağacı buradaydı. 
Efes’in hala batıda parladığı zamanlarda, zeytin ağaçları buradaydı. 
Işıklar Ülkesi Likya güneydeyken, onun batısında Karia Kralı Hekatomnos hala hüküm sürüyorken, zeytin ağaçları buradaydı. 
Aristotle’nin yazılarında, medeniyetin sembolü kabul edildiğinde, Antik Yunan’da zeytin ağaçları buradaydı. 
İlk olimpiyat yapıldığında, zeytin ağaçları buradaydı. 
Türkler Anadolu’ya vardıklarında, zeytin ağaçları buradaydı. 
Şimdi, bugün, hala buradalar. 

Mitolojinin bir parçası haline gelmiş, kültürlerin yapıtaşı olmuş zeytin ağaçları artık tehlike altında. Binlerce yıllık yolculuğu, hikayeleri, tehlike altında. Akdeniz’in taşıyıcısı, bizi biz yapan değerlerimizden zeytin, tehlike altında. 

Oysa zeytini yok etmek, medeniyeti, sahip olduğumuz değerleri yok etmektir. Uygarlıklarca taşınan kültürü katletmektir.

Bu yüzden, daha yüksek sesle: #ZeytinimeDokunma